Wednesday, January 3, 2018

Bir İstanbullu, Bir Çanakkaleli, Bir Ankaralı (şiir)

Bir İstanbullu, Bir Çanakkaleli, Bir Ankaralı


“Yaşanmaz adasız bir kentte!”
Bir İstanbullu böyle der
Yanında çay içen Ankaralı’ya.
Ankaralı, ne diyecek, gülüp geçer.

“Yaşanmaz boğazsız bir kentte!”
Bir Çanakkaleli böyle der
Yanında çay içen Ankaralı’ya.
Ankaralı, ne diyecek, gülüp geçer.

“Kuşların uçup dönüp konacağı yer yok,
Köpeklerin başıboş dolaşacağı, atların başıboş.
Ağaçların suya yaslandığı yer yok,
Karaya vurduğu notlu şişelerin, kara özlemi çeken yunusların.
Yaşanmaz adasız bir kentte.

Karşıdan baktığında başka bir dünya yok,
Yarığı denizle dolmuş, vapurla dolmuş.
Martıların taşıdığı balıklar yok,
Simit tezgahları, mısır tezgahları.
Yaşanmaz boğazsız bir kentte.”

Ankaralı dinledi onları, gülerek ve sessizce
Şaşırdı İstanbullu ve Çanakkaleli.
O kendini gri bir kentte bile
Mutlu etmenin yolunu bulmuştu,
Boğaza da denize de adaya da ihtiyacı yoktu.
Bağlı değildi onun mutluluğu
Yaşadığı ortama; hem ona göre,
Başka kentlerde insan, odaklanamazdı,
Çok kolay dağılırdı.
En güzel çalışmalık kentti Ankara
Ve dinlenmek için Ege’ye gidilmeliydi ara ara...
Ne Çanakkale’ye ne İstanbul’a...


Ulaş Başar Gezgin, 3 Ocak 2018


No comments:

Post a Comment